31 Aralık 2011 Cumartesi
30 Aralık 2011 Cuma
PORTAKALLI KURABİYE
Günaydın sevgili dostlar;
2011 yılının son cumasından hepinize kocaman bir merhaba.Bugün içim kıpır kıpır yeni yıl yeni yıl dedik geldi çattı.1 Ocakta herşey biticek gibide içim buruk ayrıca.Bir daha tatil teeee uzun zaman sonra:((
  Neyse;hazırlıklarımız devam ediyor son hızla.Bugün yeni yıl soframız için alışveriş yapılacak.Yarın güzel bir sofra hazırlanacak.Ayrıca bugün kütük pastamı yapacağım allahın izniyle :)) Çok keyifliyim allahım bozmasın.Aaa unutuyordum bürodaki mesai arkidişlerimizle olan çekilişimiz sonrası hediyelerimizi vereceğiz.Nacizane ağacımızın altına paketlerimizi dizdik ve öğleden sonrayı sabırsızlıkla bekliyoruz.(Henüz gelmeyen arkadaşlarımız olduğundan,hediyelerimiz eksik kalmasın:))
  Yazımı,bayatlamayan ve ağızda dağılan bu güzel portakallı kurabiye tarifimle sonlandırırken,hepinize kocaman sevgilerimi gönderiyorum.
- 3 tane portakal (kabukları rende yapılacak ve suyu sıkılacak)
 - 2 yumurtanın sarısı
 - 1 paket margarin
 - 8 yemek kaşığı şeker
 - 1 paket kabartma tozu
 - Alabildiği kadar un
 - Üzeri için;Tozşeker
 
  Öncelikle portakalların,kabuklarını rende yapalım  karıştırma kabına alalım,daha sonra suyunu sıkıp üzerine ilave edelim.Oda sıcaklığındaki margarini,unu,şekeri ve kabartma tozunu katalım  yoğuralım.Kıvama gelince istediğimiz boyutta parçalar koparalım  elimizle şekil verelim.Tozşekere bandırıp yağlanmış tepsiye dizelim,170 derece ısıda  yarım saat pişirelim. Afiyet olsun.                
29 Aralık 2011 Perşembe
SEK HAZIR SALEP
   Türkiye'nin ve Dünya'nın İLK ve TEK içime hazır likit salebi "Sek kalitesi" ve "Sek güvencesi"yle sunuluyor.Sek Hazır Salep, sağlıklı ve kaliteli Sek Süt ve birinci sınıf doğal salepten üretiliyor.Son derece ekonomik ve pratik olan Sek  Hazır Salep'te en önemli yenilik, evde salep hazırlamak için kullanılan  toz salep ile süt,nişasta ve şeker gibi ek malzemelere gerek  kalmaması.Sek Hazır Salep'in sunduğu eşsiz ve keyifli lezzetin tadına  varmak için yapmanız gereken sadece ısıtmak. 
   Haftada bir arkadaşlarla ev oturması yapıyoruz.Geçen hafta salı akşamı bizde toplandık.Sevgili bahar'cım da eli boş gelmemiş kapmış Sek Salep'i:))
  Mutfağa geçip koyulduk salebimizi hazırlamaya.Ben paket beklerken kutu görünce şaşırdım tabisssiii ;)Bir güzel cezveye koyduk,ısıttık,fincanlarımıza paylaştırdık,tarçını da ektik.Ohhh değmeyin keyfimize içimiz ısındı.Çok pratik,ayrıca yoğun kıvamı lezzetine lezzet katmış.Mutlaka denemelisiniz dostlar.Bu lezzetten mahrum kalmayın.Sevgilerimle...
Ayrıntılı bilgi:SEK
27 Aralık 2011 Salı
YENİ DANETTE ÇITIR :)))
  Geçtiğimiz akşam iş çıkışı markete uğradım.Alacak listesi elimde sağa sola koştururken yoğurtların olduğu bölümde tadım yapan bir bayan ''pardon bakarmısınız yeni Danette Çıtır'ı denemek istermisiniz''dedi.Bende yok çok acelem var,teşekkür ederim,kolay gelsin,deyip yanından ayrıldım.Sonra ne hikmetse kendimi tadım standının önünde buldum.Acelem var ama ben tadıcam:)) diyerek bayanın verdiği tatlıyı bir hışımla hüplettim.Tadı nefisti hatta mükemmeldi.Zaten muzlu herbişeyi sevdiğimden sepetime attım birkaç adet.Sonra eşimle yemeğin üstüne afiyetle yedik bu çıtırları.Diyeceğim o ki şiddetle tavsiye ediyorum canlarım harika bir lezzet...;))
 Muzlu ve Çikolatalı olmak üzere 2 çeşidi mevcut.4 işlemde yiyiyorsunuz.  
 Çıtır Lezzetlerin olduğu kapağı açıyoruz,
Çıtır Lezzetleri Danettenin içine döküyoruz, 
 Bir güzel karıştırıyoruz, 
Afiyetle yiyiyoruz...:) 
Ayrıntılı Bilgi: DANETTE 
17 Aralık 2011 Cumartesi
KAVALA KURABİYESİ
    Yerli Malı Haftası,12-18 Aralık tarihleri arasında Türkiye'de tüm okullarda kutlanan özel haftadır.Resmi ismiyle “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak kutlanmaktadır.
 
  Hedefi,tüketimin artmasıdır.Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım  yapmanın ve yerli malı kullanmanın önemi anlatılır. İnsanların  parasını,malını eşyalarını,zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi  korumak ve kullanmasına tutumlu olmak denir.Okullarda yapıllan  etkinliklerle tüm gençleri yerli malına teşvik eder.1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası olarak kutlanmaktadır.1983 yılında adı Tutum, yatırım ve Türk malları haftası olarak değiştirilmiştir.
 
  Türkiye,cumhuriyet döneminde yeni savaştan çıkmış bir ülke idi.  Ellerinde bir şeyleri kalmayan halk yoksulluk içerisinde yaşıyordu.Atatürk, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi'ni  topladı.Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması,yerli mallar  üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı.Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde T.B.M.M.’de bir konuşma yaptı.Konuşmasında ulusal ekonomi,yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı.
  Okullarda 12 – 18 Aralık tarihleri arasında kutlanan bu haftada  tutum,yatırım ve Türk malları hakkında bilgi verilir.Şiirler okunur,konuşmalar yapılır,skeçler ve oyunlar oynanır.
     Hafta İle İlgili Güzel Sözler:
     -       Sakla samanı, gelir zamanı.
 -       Ayağını yorganına göre uzat.
 -       Yerli malı Türk’ün malı, her Türk onu kullanmalı.
 -       Ak akçe kara gün içindir.
 -       Tutumlu olan kimse fakir olmaz.
 -       Damlaya damlaya göl olur.
 -       Cennetin kapısını cömert açar.
 -       Gençlikte taş taşı, ihtiyarlıkta ye aşı.
 -       İşten artmaz, dişten artar.
 -       Bugünün işini yarına bırakma.
 -       Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
 
Sevgili arkadaşım Seniha ve minik öğrencileri de bugün için güzel bir kutlama hazırlamışlar.İşte buyrun minnoşların Yerli Malı Haftası için hazırladıkları etkinliğe;TIK;)
Bendeniz de bu güzel hafta için;Yunanistan'ın meşhur kurabiyesi Kavala'nın tarifini paylaşarak hepinize mutlu hafta sonları diliyorum.Sevgiyle kalın.
Malzemeler:
- 2 su bardağı un
 - 6 yemek kaşığı tereyağ
 - 8 yemek kaşığı pudra şekeri
 - 2 yumurta akı
 - 1 su bardağı file badem
 - 1 paket vanilya
 - 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
 - Üzeri için pudra şekeri
 
Yapılışı:
Afiyet Olsun.
14 Aralık 2011 Çarşamba
THE REALITIES OF MY....
   Sevgili Pasta Köşesi beni mim'lemiş.Kendisine kocaman teşekkürlerimi sunuyorum.Bende düşündüm,taşındım.Buyrun işte Mim'im ve ben ;))
Hakkımda ki 7 gerçek?
1-Arkadaşlarıma,dostlarıma,eşime ve aileme asla yalan söylemem ve yalandan nefret ederim.Söyleyen bir yakınımı gördüğümde de asla eskisi gibi davranmam.Mutlaka araya soğukluk katarım... 
2-Herşeyin farkında olup,hiçbirşeyin farkında değilmişim gibi davranırım her zaman...Nedenimi? Ne olursa olsun birilerinin kalbini kırmak hiç hoşuma gitmiyor çünkü...Susmak en büyük cevabımdır herkese ve herşeye...
3-Sabır taşıyım mübarek.Ne zaman çatlarım bilmiyorum ama.Sanırım zamanım daraldı...:)
4-Sürekli alttan alan tarafımdır.Kim olursa,ne olursa olsun.Haksız konum insanıyım.Bu huyumdan nefret ediyorum...
5-Tuttuğumu kopartırım.Aklıma koyduğumu mutlaka yaparım.Hiç kaçarı yok:)
6-Hislerim çok kuvvetlidir.Bir insanın gözüne bakmam yeterli.İlkem '' Hissederim'' ne düşünürsem,ne aklıma gelirse başıma gelir her zaman.İyi düşününce tamamda kötüleri napıcammm bilmiyorum:( :)))
7-:))) Bende bu gerçekte sevgili Pasta Köşesi 'ne katılıyorum.Beni tanıdığınız kadarıyla bu gerçeğimi size bırakıyorum canlarım.Görüşleriniz benim için çok değerli;))
  Yazarken çok düşüneceğimi sanıyordum.5 dk 'da bitiverdi yahu:))) Bende mim'imi Sevgili Suna'dan Denemeler,Sevda,Reyhan,Pembe Kekik,Sarı Mutfak,Papatya Prenses,Umut Sepeti 'ne gönderiyorum.Hepinize kolaylıklar diliyorum canlar.Öpüldünüz...
13 Aralık 2011 Salı
YOĞURTLU PATLICAN SALATASI
 Günümün 11 saatini işyerinde geçirip eve gidince uyurgezer misali dolaşıyorum uzun zamandır.Sürekli bir halsizlik,dinmeyen baş ağrılarım,üzerime yapışıp kalan kırgınlık v.s.Hiç keyfim yok:(:( desem yalan olmaz.Zamanım ah biraz daha zamanım olsa keşke diye dolaşıp duruyorum çoğu zaman.Aileme, arkadaşlarıma, gezip tozmaya tabi ki yemek yapmaya daha fazla zaman…Dinlenmek istiyorum diyen bir seste cabası,haykırıyor içimden…Bu psikolojiden bir an önce sıyrılmam lazım ama nasıl? 
 Lafı uzatmadan günün konusuna geçiyorum:)
 Malum yılbaşı yaklaşıyor.Hediyeler, yılbaşı ağaçları,süsler ve en önemlisi yeni yıl akşamı evinde kutlama yapacak aileler için yemekler,mezeler,börekler,çörekler hım ne güzel,ne keyifli olur yılbaşı telaşı.Ben yılbaşı akşamlarını çocukluğumdan beri çok sevmişimdir.İlkokul yıllarında öğretmenimizin sınıfta yaptığı yılbaşı çekilişleri “ sen kime alacaksın,sana kim çıktı “diyen mini mini öğrencilik hallerimiz:))Evde anneciğimin ve babaannemin yaptığı leziz yemekler.Babamın aldığı kocaman kutulardaki meyveler.Çerezler,cipsler… Tabi ki tombala.Şimdilerde kalmadı böyle eğlenceli yeni yıl geceleri.Nedendir bilmiyorum ama yeni yılı evde kutlamayı tercih edenlerdenim.Yemekler, mezeler ve değişik lezzetler hazırlayıp ailemle,arkadaşlarımla geçecek bir gece “ en güzel bişey” :)) bence.
  Uzun lafı kısası bu kadar yeni yıldan bahsetmişken aslında çoğunuzun da bildiği bu basit ama lezzetli salatayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Malzemeler:
- 3 adet patlıcan
 - 3 diş sarımsak
 - 1 kâse yoğurt
 - 2 çorba kaşığı mayonez (isteğe bağlı)
 - Bir tutam maydanoz
 - Zeytinyağı
 - Tuz
 
Yapılışı:
 Patlıcanları çatalladıktan sonra fırında közleyin, kabuklarını soyun. Sarımsakları tuz ile ezin. Yoğurt, sarımsak ve mayonezi karıştırın. Küçük küçük doğradığınız patlıcanlara sarımsak ve mayonezle karıştırdığımız yoğurdu ekleyin. Tüm malzemeyi karıştırıp, servis tabağına alın. Üzerine zeytinyağı gezdirip, maydanozla süsleyin.
8 Aralık 2011 Perşembe
RULO MUHALLEBİ
 Günaydın günaydınnnn canlarım...Güneşli olmasına rağmen buz gibi bir İzmir sabahında yazıma Günün Sözü ile başlamak istiyorum... 
''Övülmek isterseniz, alçakgönüllülüğü yem olarak kullanınız.'' 
Lord Chesterfield
Lord Chesterfield
Malzemeler:
• 1 lt. süt
• 6 yemek kaşığı un
• 8 yemek kaşığı şeker
• 3 kaşık kakao
• 1 paket vanilya
• Hindistan cevizi
Yapılışı:
Süt,un ve şekerle muhallebi pişirelim,vanilini koyalım ve 5 dk blenderden geçirelim hindistancevizi döşenmiş fırın tepsisinin yarısına gelecek şekilde muhallebinin yarısını yayalım. Kalan muhallebiye kakao ilave edip karıştırılalım.Tepsinin kalan yarısına kakaolu muhallebiyi yayalım.Soğuması için 15-20 dk. buzluğa koyuyoruz.Daha sonra üzerine ceviz serpip istediğimiz boyutlarda bölüp rulo yapıp ve servis ediyoruz.(Ceviz yerine bisküvi kırığı da kullanabilirsiniz).
YAĞMUR...
  Bu günde geride kalaca, diğer günler  gibi yaşanacak ve sonra yaşanmış sayılacakların yaşanmayan kısmını  oluşturan bir gün belkide... 
  Ayak  sesimi duyuyorum, birde başımın üstünde her an ağlamayı bekleyen kara  bulutlar; o kadar parlak olup birden nasıl kararabiliyorlar? Ayak sesimi  hala duyuyorum, kuru bir takırtıdan ibaret . Şimdiye kadar kaç adım  attı acaba? Kaç yağmurla bir olup ağladı? Kaç kar tanesiyle dans etti?  Kaç güneşle umuda yolculuk etti? Birazdan kaçıncı hüznünü yaşayacak? 
  Başımı  kaldırıyorum göğe, ağlamak üzere bulutlar, o kadar birikmişki sıkıntısı  taşmak üzere. Ve o ilk damla, o kadar güzel süzülüyorki inerken; sanki  gein misali asil bir eda sergilercesine.... 
  Yaşanacak  olan hüzün günlerce susuzluktan suya hasret toprağa bir umut belkide.  Ağlayan gökyüzü suya hasret toprakla bütünleşirken, yağmurun hüznünü ve  toprağın sevincini paylaşıyor ayaklarım. Diz gelmiş vaziyette oturuyorum  yere; bu inanılmaz güzel manzarayı seyretmek istiyorum, ayak sesim  olmadan. Ekllerimi açıyorum göğe, yavaş yavaş inen damlalara merhaba  diyorum.. 
-  Ey Yüce Rabbim o kadar büyüksün ki; göğü ağlatırken, yeryüzünü  güldürebiliyorsun. Büyümeye hasret bir fidana umut, kuruyan bir nehre  can veriyorsun.. 
Buram  buram mis gibi toprak kokusu alıyorum, göğe açtığım ellerimi toprağa  indiriyorum. Yağmur o kadar güzel ki, toprak suya doymak üzere, ıslanmak  harika, toprakla bir olmak harika... 
  Yağmur  hüzün demekti, belki bir ağlama hissi, belki bir sevinç nidasıydı. Ama  herşeyiyle güzeldi. Sırıl sıklam olmak, toprakla, doğayla, öz le  birleşmekti. Sağımda, solumda, önümde, arkamda insan yapımı hiç bir şey  yoktu. Hepsi doğal, hepsi Rab'dandı ve huzurluydu.. Yüzüme düşen her  damla, etrafa saçılan buram buram koku; buydu huzurkederiyle sevinciyle  buydu öz... 
  Kalkmak  istemiyorum toprağın üzerinden. Baldırlarıma kadar çamurlanan  pantolonumu temizlemek istemiyorum, tekrardan dünya derdine dalıp zamanı  tüketmek istemiyorum..Ortalıkta boş boş bir oyana bir buyana koşturan,  bir amacın peşini güdermiş gibigörünen, halbuki zamanlarının boşuna  gittiğinin farkında olmayaninsan grubunun içinde olmak istemiyorum.  Ağlamak istiyorum herşeye, yaşadığım tüm hüzünlü anılarıma; gülmek  istiyorum, mutlu olduğum dakikalarıma. Gerçeğini istiyorum, yalan  ortamdan uzakta toprakla yağmurla....Gerçekten sevildiğimi bilmek  istiyorum, sevdiklerim kadarıyla; oyunsuz yalansız düzensiz; sadece  içtenlik, sadece doğallık, sadece dürüstlük...-ben- olmak istiyorum  yağmurla, doğayla... 
  Yaşamak  buydu, hayat buydu; gerisi boşkoşturmaca, gereksiz mücadele. Hayatta  kalma oyunlarıydı; birirleri bir düzen kurmuş, çoğu nefisten ibaret.  Oyunun kurallarını bozan, dışına çıkmaya çalışan yörüngesinden çıkmış  bir uydu gibi kaybolmaya mecbur tutulan bir düzen. Nasıl bu düzenden  kaybolmadan çıkılabilirdi? Hayatta kalabilmek için savaşacaksın derler;  hayatta değil, hayatın dışında bir yörüngede kaybolmamak için savaşmak  aslında. Bu hayatdeğildi çünkü? Boşuna koşturmacalar, çıkar sağlamaya  uğraşmalar, korunmak bahanesinde güçsüzleri ezip geçmeler, 
yalandan dolandan, ten den ibaret olup ruhu dışa atanlar, hava peşinde yapılan aptallıklar... bunlarmıydı yaşam? 
  Yağmur,  toprak, buram buram doğa; sessizlik,koşturmacadan uzak, insanlığımı  hatırlatan duygularla beraber olmak, birşeylere anlam biçmeden  yaşamak...buydu hayat, buydu yaşam.. 
  Yaşanmış  ama yaşanmamış kısmında kalan bir günün içinde kalacaktı sadece bu  günde. Yaşanmış ve yaşanacaklar kısmında olmalı bu gün.Yaşanmamış kısmı  istemiyorum, yaşanmamış saymak istemiyorum. Hep yaşanmalı bu gün.Uydurma bir yörünge içine girilmemeli, hatırlanmalı insanlık ve öz.....
 Yağmurlu bir İzmir gününde fotoğraf makinama takılan salyangoz ağır ağır ilerlerken... (07.12.2011)
Kaynak: Katre
6 Aralık 2011 Salı
POŞETTE SEBZELİ TAVUK
  Bu saatlerde işten çıkıp,bu akşam ne yapacağına hala karar verememiş  bayanlar için pratik ve lezzetli bir önerim var.Kısa sürede hazırlayıp fırına atacağınız bu tarif ile,tavuğunuz  pişerken siz pilavınızı yada salatanızı hazırlayabilir,çok kısa sürede  sağlıklı ve lezzetli bir sofra kurabilirsiniz.
Malzemeler:
• 1 adet tavuk göğüs eti
• 3 adet orta boy patates
• 2-3 adet sivri biber
• 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
• 2 adet kuru soğan
• 2 diş sarımsak
• Tuz
• Kekik
• Toz kırmızı biber, Pulbiber
• Karabiber, Kimyon
Yapılışı:
Patatesler küp küp doğranır ve bir kaba alınır.Üzerine küp küp kesilmiş göğüs eti,biber,soğan ve patlıcan ilave edilir. Baharatlarla sarımsak ve yağ eklenip iyice harmanlanır.Fırın poşeti unlanır.Malzemeler fırın poşetine yerleştirilir.Poşetin ağzı sıkıca bağlanır.Poşetin üzerine iğne ile delikler açılır. 180 C fırında 1 saate yakın pişirilir.Sıcak servis edilir.Hele de yanında pirinç pilavı oldumu deymeyin tadına..
Afiyet Olsun... 
3 Aralık 2011 Cumartesi
1.GÜN : UĞUR HANIMDAYDIK...
27/11/2011
Bende güne katıldımmm....;)
  Sevgili arkadaşım Bahar ve mesai arkadaşları aralarında gün yapmaya karar vermişler.Davet gelince seve seve kabul ettim ben de.
  İlk günümüz sevgili Ece'nin annesi Uğur Hanım'daydı.İlk kez görüşmemize,sohbet etmemize rağmen çok pozitif bir ortamdı.Uğur Hanım nefis ikramlar hazırlamıştı bizlere.Sırası ile aşağıda paylaşacağım.Özellikle ''İrmik Mantolu Parmak Tatlı''sı gerçekten çok lezizdi.Ellerinize,emeğinize sağlık diyorum ve teşekkürlerimi sunuyorum çok güzel bir gündü.Diğer ''GÜN'' lerde görüşmek dileği ile...
Menüde neler vardı;
- Dereotlu Poğaça
 - Sigara Böreği
 - İrmik Mantolu Parmak Tatlı
 - Browni
 - Mercimekli,Haşhaşlı Bükme(Afyon yöresine ait)
 - Patates Salatası
 


















