27 Şubat 2012 Pazartesi

ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMA

  

 Bahara hazırlık yaparken şakır şakır yağmurlu bir gün ile açtık gözümüzü.Hava durumuna bir göz attım ki o da ne yarın karla karışık yağmur ve 2 gün boyunca eksi derece olucakmış:((( Oy oy donacağız yine.Ben sevmiyorum kışı açık ve net yaz mevsimini seviyorum.Kendimi bu hafta etekler ve elbiseler için çok hazırlamıştım.Malesef ki önümüzdeki haftalara sarkacak.Neyse canım....Önümüzdeki haftada bir kaç kg daha vermiş olurum inşallah:)))Sevgili Dukan amcamızla 3 haftada 3 kg verdim ama beni gören arkadaşlarım daha çok vermişsin diyorlar nasıl mutluyum anlatamam :))))))))Olmayan pantolanlarıma girmek,dar elbiselerimi cesurca giymek moralimde tavan yaptı.Seviyorum seni Dukan Amca (Sevgili sunacığım ile taktık bu ismi) :)))

Mesai bitimine 1 saat kala en hızlısından yazımı yazayım istedim.Yoğun bir günün ardından yazarak stresimi atıyorum.Arşivimdeki çok sevdiğim zeytinyağlı yaprak sarma tarifimi Gelibolu17′nin hazırladığı “Çay,Kahve Bahane” etkinliğine 24 ŞUBAT-9 MART tarihleri arasında http://elifindefterinden.com ve 72.HAFTA. PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİNİN EV SAHİBİ http://www.porselendemlik.com/ tarafından hazırlanmış olan porselen demlik çay saati etkinliğini 02 Şubat 2012-2 Mart 2012 TARİHLERİ ARASINDA www.guloannemutfakta.blogspot.com 'a gönderiyorum.Ev sahibeleri gülo anneye ve sevgili elif'e kolaylıklar diliyorum.Sevgilerimle;))



Malzemeler:


  • 1 kg tuzlu üzüm yaprağı
  • 2 su bardağı pirinç
  • 2 orta boy soğan 
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 1'er tatlı kaşığı nane
  • Karabiber, pul biber
  • 5-6 dal maydanoz
  • 2 yemek kaşığı salça
  • 2 adet domates
  • 1 su bardağı su
  • 1 limon
Yapılışı:

Tencereye yağın yarısını koyarak doğramış olduğunuz soğanları kavurun. Baharatları da ekleyerek yıkanmış olan pirinci de ilave edin. Kabukları soyulup küp doğradığınız domatesleri de ilave edin.1 su bardağı suya da ekleyip bir süre pişirmeye bırakın. Küçük küçük doğradığınız maydanozu da ilave ederek yaprağın tuzuna göre tuzunu ayarlayın. Yaprak iyice yıkandıktan sonra bile tuzlu ise iç malzemesine daha az tuz ekleyin. Yaprakları düz bir yere sererek içerisine çok fazla olmayacak şekilde örneğin bir kalem kalınlığında iç malzemesini koyun. Ve yanlarını kapatarak sigara böreği gibi sarın. Sardığınız dolmaları tencereye düzenli bir şekilde dizin üzerine kalan zeytinyağını gezdirin. Ekşi olmasını isterseniz 1 adet limonu dilimleyerek sarmaların üzerine koyun.Sarmaların üzerine gelecek kadar su ilave edin ve bir tabak kapatın.Kaynadıktan sonra kısık ateşte sık sık suyunu kontrol ederek pişirin.


AFİYET OLSUN.
 

25 Şubat 2012 Cumartesi

3. GÜN: GÜL HANIMDAYDIK

   
 Yazmam gereken gün faslımın yarın 4.toplantısı gerçekleşecekken ben daha 3.gün toplantısını yazmamış olmanın farkındalığını yaşıyorum:))))

 Neyse ki çok geç değil:) 


  29 Ocak 2012 soğuk bir pazar günü 3.gün toplantımızı sevgili Gül Hanım'ın evinde gerçekleştirdik...
Birbirinden güzel ve nefis ikramlar eşliğinden ayda bir kere toplanmanın keyfini çıkardık.Malum ayda bir görüşülünce konuşulacak çok konu çıkıyor ortaya.Kısmetse yarın ki 4. toplantımız Berrin Hanımda olucak.Ben yazımı burada noktalarken herkese keyifli haftasonları diliyorum.Sevgilerimle;)))


Menümüzde;
  • Tiramisu
  • Zeytinyağlı Yaprak Sarma
  • Mermicek Köftesi
  • Sadrazam Lokumu
  • Tuzlu Kurabiye 
vardı...;)

SICAK BİR GELİŞME...

  
 Bahar tadında günlük güneşlik bir İzmir gününden herkese kocaman bir merhaba;

Haftanın son mesai gününde (benim için tabi) işlerimi bitirmenin zevkini yaşıyorum.Birikmiş yazılarımı azıcık eksilteyim istedim.Yaklaşık 1 ay önceydi sanırım (elimi kestiğimden) pansuma gitmek için erken çıkmıştım işyerinden.Sevgili sunacığım kargo geldi deyince çok mutlu oldum.Ertesi gün işyerinde bir açtım ki o da ne ''SICAK BİR GELİŞME'' yazan minnacık bir fırın.Fırında çıkan 2 paket helva amanın hemen balık yapayım dedim haftasonu için.Tabi elim kesik olduğundan atıştırmalık yemeklerle geçirdik yaklaşık bir 10 gün:)) Neyse canım allah beterinden korusun sağlık herşeyden önemli tabi ki...Kısmet geçen hafta pazar akşamınaymış.Dukan diyeti menümde fırında balık vardı ve yeşil salata.Ardından helvamızı fırına verdim azıcık ucundan tattım.Tatmaz olaydım.Tadı damağımda kaldı yaaaa:))Diyette olmasaydım sanırım tek başıma yerdim o paketi:)))



Helvanın her halini sevdiğimden bu hediye beni çok mutlu etti.Yılların helva markası olan Koska harika ve pratik bir ürün hazırlayıp bizlere sunmuş:))Reklamları izleyip marketlerde satışı başladımı acaba diye düşünürken gelivermiş helvalarım kapıma kadar:)))

Sevgili KOSKA 'ya bu güzel,lezzetli,pratik ve şirin hediyesi için çok teşekkür ediyorum...


23 Şubat 2012 Perşembe

KIYMALI PRENSESA


 Bulgaristan'ın meşhur PRENSESA tarifini daha önceki yazılarımda paylaşmıştım.Şimdi de kıymalı prensesa tarifimi paylaşmak istiyorum.Pratik ve bir o kadar lezzetli prensesalar için tek gereken o midicik fırın:))) Tarif için TIK TIK :)) 

 Kıymalı prensesalar için tost ekmeklerinin üzerine Lütenitsa 'yı sürüyoruz.Daha sonra 2 veya 3 kere çekilmiş kıymayı (sarelle kıvamında olduğundan) sürüyoruz.En son rendelenmiş kaşar peyniri serpip önceden ısıttığımız midi fırınımızda üzerleri kızarana pişiriyoruz.Bir demlik çay ile de bir güzel hüpletiyoruz.Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum canlarım.

Herkese cümleten hayırlı akşamlar;))

Afiyet Olsun...

22 Şubat 2012 Çarşamba

TİRAMİSU


 Sevgili blogcu arkadaşlarımdan o kadar güzel etkinlik davetleri alıyorum ki bu aralar ama nedense bir türlü yazmaya gitmiyor elim.Bu ne üşengeçlik yahu:))) diyorum kendi kendime.Malum dukan diyetimiz son sürat devam etmekte.Ama bende acayip yorgunluk,çarpıntı ve uyku yapıyor nedendir bilinmez.Elim hiç bir işe gitmiyor sürekli yan gelip yatayım istiyorum.Haa bir de çok üşüyorum.İzmir'de havaların ısınmasına rağmen,yine donuyorum yine donuyorum:((( Neyse az kaldı 2 hafta daha sık Nigar dişini,sonra güçlendirme evresi var :)) 

  Bu aralar yemek neyim yapmıyorum.Hamur işleri,kekler,börekler pişmiyor mutfağımda.Tatlılar deseniz hiç yaklaşmıyorum.Bol bol et pişmekte.Yumurta ve et yemekten tiksinti geldi artık.O yüzden bende 72.HAFTA. PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİNİN  02 Şubat 2012-2 Mart 2012 TARİHLERİ ARASINDAki ev sahibesi Gülo Anne'ye bu güzel daveti için teşekkür ediyorum.Arşivimdeki tramisu tarifimi gönderiyorum.Güzel paylaşımlı bol paylaşımlı bir etkinlik olsun inşallah.Kendisine kolaylıklar diliyorum.Sevgilerimle...

Malzemeler:

Tabanı için:
  • 1 paket kedidili bisküvi
Islatmak için:
  • 2 su bardağı sıcak su
  • 2 tatlı kaşığı nescafe
  • 2 çorba kaşığı şeker
Kreması için:
  • 1 adet yumurta
  • 2 çorba kaşığı un
  • 4 çorba kaşığı şeker
  • 1 adet vanilya
  • 2 su bardağı süt
  • 1 paket labne peyniri 
Üzerine Serpmek İçin:
  • Kakao
Yapılışı:

 Kedidillerini ıslatmak için sosumuzu hazırlıyoruz.Kedidili bisküvilerinin yarısını sosa batırıp borcama diziyoruz.(Pratik olmak gerekiyor çok çabuk dağılabiliyor)
Krema için labne hariç tüm malzemeyi pişiriyoruz.Ocaktan alıp soğumaya bırakıyoruz.Daha sonra labneyi ekleyip tekrar karıştırıyoruz.Hazırladığımız kremanın yarısını borcamda ıslattığımız bisküvilerin üzerine döküyoruz.Kalan kedidillerini borcama dizip,üzerine tekrar krema döküyoruz.En son kakao serpip servis ediyoruz.(Ben 1 saat kadar buzdolabında beklettikten sonra kakaosunu serptim.)

Tarifim sevgili HAYATIN TA KENDİSİ Yasemin'e ait.Beraber çalıştığımız yıllarda onun tarif defterinden aldığım bir lezzet bu.Tek kelime ile nefis.Mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum;))

Afiyet Olsun.

14 Şubat 2012 Salı

SEVGİLİLER GÜNÜ PASTAM :)))


 Sevgililer Günü,her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür.Kökeni,Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün,Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır.Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (İngilizce: St.Valentine's Day)olarak bilinir.Valentine kelimesi,Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır.

Kaynak:Wikipedia




  Günaydın sevgili blogcan dostlarım malum bugün 14şubat sevgililer günü kim bulmuş adını kim koymuş azıcık bilgi olsun diye paylaşmak istedim.Her ne kadar masraflı bir gün olsada bende böcüğüme şipşak bir pasta hazırlayıverdim dün akşam.Gerenk yok pahalı ve bütçe zorlayacak bir hediyeye.Çevremde bu konuda ortak olduğumuz bir çok arkadaşım var.En güzel hediye AŞK'tır,SEVGİ'dir,bir ömür boyu aynı yastağa baş koymaktır,iyi günde kötü günde sımsıkı,yanyana olmaktır yanlışmıyım??

 Pastam için oldukça hazır ürünler kullandım.:))))Günün 11 saatini şirkette geçirip akşamında yemek hazırlamak ve pastayı yapmak tabi ki yordu beni.Kendim hazırladığım bir pandispanya ile daha şık ve zahmetli bir pasta hazırlamak isterdim ama ahh bu zaman yokmu yetmiyor işte:)) 

  Makul ve pratik pastamın tarifine geçmeden önce tüm blogcanlarımın ve tüm dostlarımın ''SEVGİLİLER GÜNÜ'nü kutluyorum.İki gönül bir olduktan sonra her gün sevgililer günü;))) Sağlıcakla kalın.


Malzemeler:
  • 1 adet pasta tabanı (kalp şekilli)
Keki ıslatmak için;
  • 1,5 su bardağı su
  • 2 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 paket Dr.Oetker Gourmet Şekerli Vanilin (yoğun vanilya aroması)
Krema için;
  • 2 Paket Dr.Oetker Pasta Kreması( Ahududu ve Çilek aromalı)
  • 3 bardak süt
İç malzemesi;
  • Böğürtlen
Üzerini süslemek için;

  • İnci şekerler
  • Dr.Oetker çikolata Kalpler


Yapılışı:

 Hazır kekimizin alt tabanını su,şeker ve vanilya ile hazırladığımız şerbet ile ıslatıyoruz.Derin bir kapta süt ve kremayı çırpıyoruz.Islatılmış kekin üzerini krema ile sıvıyoruz.Daha sonra böğürtlenleri dizip diğer tabanı üzerine kapatıyoruz.Kalan şerbet ile ıstattıktan sonra krema ile tüm pastayı sıvıyoruz.Sıkma torbasına krema doldurup pastamıza istediğimiz şekilleri veriyoruz.İnci ve kalp çikolatalar ile süsleyip 14 şubat akşamı için bekliyoruz:)))

Afiyet Olsun.

8 Şubat 2012 Çarşamba

BEŞAMEL SOSLU SEBZELİ TAVUK


 Geçen ayın ortalarında başıma gelen talihsiz olayı paylaşmak istiyorum canlarım. İş çıkışı telefonum çaldı. Arayan abim’di. Bu akşam müsaitseniz gelmek istiyoruz dedi. Bende müsait’iz buyurun dedim. Koştur koştur eve geldim. Akşam yemeklerine dikkat ettiğimden dolayı işyerinde yemiştim, sadece eşime bir tabak hazırladım. Bir sonraki akşam için sıvadım kolları. Dolapta çözdürdüğüm tavukgöğsü vardı. Ne yapsam acaba diye düşündükten sonra biraz sebze ile renk katıp üzerine beşamel sos ile fırınlayayım dedim. Yemeği ocağa koyup biraz pişirdim. Azıcık su ekledim ve fırına verdim.Bir yandan da gözüm saatte sağı solu toparlamaya çalışıyordum.Tüm işler bittikten sonra beşamel sosu hazırlamak için tencereyi aldım.Dolabı açtım o da ne tereyağı yok.Aklıma sevgili sunacığımın kayınvalidesinin Ödemişten sipariş ile aldığı tereyağı geldi ama ne yazık ki buzluktaydı. Aman nolcak ki bıçakla keserim dedim. Aldım bıçağı poşetini sıvadım. İçimden de “ çok sertmiş şimdi elimi kesermişim” diye geçiriyordum. Allah diye bağırdım evet düşündüğüm şey başıma geldi. Elimi kestim. Ama öyle böyle değil hani parmağımdan akan kanı görünce nasıl bağırmışım hatırlamıyorum eşim fırladı geldi içeriden. Elimi gördüğünde yüzünün bembeyaz kesilmesi beni daha da korkutmuştu. Zaten çocukluğumdan beri kandan acayip korkan biri olarak bayılmadığıma şükrediyorum. Eşim hemen abimi aradı. Daha çabuk gelmelerini söyledi. 5 dakikada kapıdaydı abim. Hemen evimize 2-3 dakika uzaklıkta ki hastanenin aciline gittik. Parmağımın üzerindeki kesiği öyle bir bastırmışım ki doktor baktığında resmen yapışmıştı.:))Doktor pansumanımı yaparken dikiş atılması gerektiğini söyledi. Yan sedye de 3 yaşındaki bir çocuğun başına dikiş atılıyordu.:(( Onu çığlıklarını duyunca hayır dedim istemem dikiş filan. Doktora resmen yalvardım atmaması için.”Bu kadar korkmana rağmen kesiği bastırmakla iyi etmişsin dedi”doktor.”Doku kaybı yaşanabilirdi yoksa”diye devam ederken bir çığlık daha attım. Kesikte fazla bastırmaktan biriken kanı temizlemek için kesiği iyice açtı ve bol bol batikon sürdü.Sıkı sıkı bastırıp gazlı bez ile sardı.Çok şükür bitmişti pansuman.Bıçak kesiği olduğu için tetanoz aşılarımın kontrolü yapıldı.Sonuç olarak yemeğim yarım kaldı,elimde koca bir kesik,3 gün pansumana gidilecekti.En kötüsüde elimde eldiven üzerinde plastik poşet tek elle duş almak.Rabbim dedim hamdolsun halime bir kesik te dahi bu kadar canımın yanmasına dayanamazken Allah’ım (açıkça yazmak istemediğimden) tüm hastalara daha kötü durumda olanlara yardım etsin,acil şifalar versin inşallah….

İşte yarım kalan yemeğimin tarifi; (Hastane dönüşü yengem beşamel sosunu hazırlayıp fırınladı yemeğini sağolsun).


Malzemeler:
  •     1 adet tavukgöğsü
  •   1 adet orta boy soğan
  •     2 adet patates
  •     1 su bardağı bezelye
  •     Zeytinyağı
  •     Tuz
  •    Baharat karışımı
  •   Yarım bardak su
Beşamel Sos:
  •      1 çorba kaşığı un
  •      Yarım çorba kaşığı tereyağı
  •      2 su bardağı süt
  •      1 çay kaşığı tuz
Üzerini için:
  • Rendelenmiş kaşar peyniri 

Yapılışı:

   Yemeklik doğradığımız soğanları zeytinyağında biraz kavurduktan sonra küp küp doğranmış patates ve tavuklarımızı ekleyip kavurmaya devam ediyoruz.Daha sonra bezelyelerimizi ekliyoruz.Su,tuz ve baharatlarını da ekleyip pişmeye bırakıyoruz.Ayrı bir kapta tereyağ ve unu kavuruyoruz. Üzerine yavaş yavaş süt ekleyerek muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırıyoruz.Tuzunuda ekleyip ocağı kapatıyoruz.Hazırladığımız harcı borcama döküp,üzerine bir kaç parça tereyağı serpiyoruz.Beşamel sosunu ekleyip fırına veriyoruz.Bir süre bu şekilde piştikten sonra kaşar peyniri serpip,peynirler kızarana kadar pişiriyoruz.

AFİYET OLSUN...

7 Şubat 2012 Salı

İRMİK HELVASI


  Mevlid, doğum zamanı demektir.İslam´da Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11.ve 12.günleri arasındaki gecedir. Muhammed´in doğum günü farklı mezheplerden birçok Müslüman tarafından kutlanır.Şiiler 17.günü Mevlid günü ve 17´ye dönen geceyi de Mevlid Gecesi olarak adlandırırlar.Bu iki tarih arasındaki haftayı da Vahdet Haftası ilan etmişlerdir.Kandil Geceleri İslam´ın ilk zamanlarında var olan bir adet olmayıp, hicrî 3.asırdan itibaren mistik çevrelerde kutlanmaya başlanmıştır.Türkiye´de Osmanlı Devleti padişahı II.Selim´den itibaren bu kutlama gün ve gecelerinde,minarelerde kandil yakılmasıyla birlikte kandil adını almıştır.

 
  İslam dininin peygamberi olan son peygamber Muhammed´in doğum gecesi aynı zamanda Hicrî Rebiul-evvel ayının onikinci gecesidir.03.02.2012 mevlid kandili hepimize mübarek olsun.
Biraz geçte olsa böyle mübarek gecelerde yapılan hepinizin bildiği irmik helvası tarifimi vermek istedim.Rabbim nice kandillere ermemizi nasip etsin inşallah...

Malzemeler:
 
• 3 su bardağı irmik
• 200 gr. tereyağı veya margarin (yarı yarıya da olabilir)
• 3 su bardağı toz şeker
• 4 su bardağı su
• ½  paket vanilya
• 50 gr çamfıstığı
• Tarçın

Yapılışı:
 
 Önce yağın bir kısmıyla fıstığı biraz kavuruyoruz;sonra kalan yağı ve irmiği koyup tahta kaşıkla karıştırarak 15-20 dk kavuruyoruz.İrmik pembeleştiği zaman 4 bardak sıcak su ve vanilyayı katıyoruz. Suyunu çekerken üzerine şekeri boşaltıp biraz karıştırıyoruz ve kapalı olarak kısık ateşte kabarmasını bekliyoruz.(Helva suyunu çekerken ara bir karıştırıyoruz.) Servis tabağına alıp tarçınla süslüyoruz.


AFİYET OLSUN.

6 Şubat 2012 Pazartesi

HUZUR...

Hava karardıkça ruhlarınız aydınlanacak!Kan tükürmek istiyorum,dağların tekrar yeşermesi için!
Beni kendinde bul ve bulduğun en kutsal değerleri bir çırpıda yak.İşte o zaman gerçek kendin olacaksın.
Ey kendini kendi ile avutan yabancı,unutmak bir kopuştur ve unuttuğun her değer sana mutlu bir cehennem sunacaktır.Ve huzur işte senin için en büyük yanılgı.Kim huzur içinde doğmuş ki?Belki doğum öncesi,gerçek ve sonsuz bir huzurdu.Bundan dolayıdır ki bu dünya senin huzurunun bittiği yerde-doğduğunda-seninle kardeş olur.Neden?çünkü seni avutmak için. İşte bundan dolayıdır ki tüm sahte huzurlar yalancı kardeşlerindir...
Gerçek huzur,var olana karşı durduğunda,kalbine saplanan bir hançer,bir sızıdır.
Çıldırmak! Hemde sonuna kadar çıldırmak.İşte kan tükürdüğün gerçeğin burada başlar ve o,hayalet bir gemi gibi seni hep kendi sanar.Budur belki kendin olmak,hiç gelmeyecek bir zamanda,hep pembe gemiler beklemek.